29 Ekim 2017 Pazar

İngilizce Eğitiminiz Yeterli mi ?

Merhaba,

Artık yaşantımız her kesiminde dil eğitimin var mı? sorularıyla karşı karşıya geliyoruz. Bazen yeni bir iş başvurusunda, bazen yeni tanıştığın arkadaş grupları içinde. Yaşamın her köşesin de hatta çoğalarak bu soruyu duyuyoruz. Bazen bir şarkı sözünü merak edip, bazen ise yabancı dizilerde türkçe altyazı bulamadığımız zamanlar da içerlenenlerdeniz.  ( en azından ben öyleyim. )

İngilizce eğitim sistemleri artık çok fazla gelişti.  İngilizce tüm dünyada çoğu kişinin bildiği dillerden biri olduğu için daha fazla ilgi çekici hal aldı.  Bir çok dil öğrenimi ilginizi çekebilir fakat ingilizce bana göre, bilinirlik açısından öğrenilmesi gereken ilk dillerden. İlköğretim 2 de başlanıyor Türkiye de bu dil eğitimine artık. Bizim zamanımız da bu kadar erken değildi tabi.. Ama bu eğitim bile yetersiz geliyor. Ek eğitim alma gereksinimi duymaya başlıyoruz. Kimimiz için ilgi çekici geliyor ingilizce eğitimi almak. Kimimiz için mecburi istek oluyor. ( Bir iş, bir gezi vs. için. )

Hepimiz öğrenmeye aç insanlarız. Öğrenimi doğru şekilde ve doğru yerden öğrenmek her zaman başarımıza başarı katacaktır. Daha önce duydunuz mu bilmiyorum WSE yani Wall Street English'te eğitimi, farklı metod olan harmanlaşmış öğrenme metodunu uyguluyorlar.. Bu da öğrenimi hem eğlenceli hem de kalıcı hale getirmeye yarıyor. Ana dilimiz gibi doğal olarak konuşabilmemize, yazabilmemize kadar olanak sağlıyor. Ki bu büyük şans. Çoğu ingilizce kursları kur olarak bölümledikleri için o kurların tamamını tamamlasanız bile tekrar edilmedikçe körelen bir dil öğreniyor. Bunun için akılda kalıcı, ana diliniz gibi bir dil öğrenmeye ne dersiniz ? :)





19 Eylül 2017 Salı

İzledim - Alien: Covenant 2017 #Film




Yayın tarihi: 4 Mayıs 2017 (Londra)
Yönetmen: Ridley Scott
Film'in dizisi: Yaratık
Senaryo: John Logan, D.W. Harper
Tür :  Gerilim, korku, bilim kurgu


Konusu;
Prometheus'un akılamaz yolculuğunun hemen ardından Covenant isimli bir gemiye vakit kaybetmeksizin yolculuğa çıkan yeni bir ekip, Daha önce keşfi yapılmamış bir gezegene rastlarlar.Uzay mekiği aracılığıyla gezegene başarılı bir şekilde iniş yapan şaşkın mürettebat, daha önceki Prometheus yolcuğu esnasında indikleri gezegende kalan David'le karşılaşırlar. Yaratık filmi 1970 yılından günümüze kadar gelen tüm serilerinde gişe rekorları kıran ender Bilim kurgu filmlerinden biridir.


Yorumum;
Bilim Kurgu filmlerini çok severim. Hemde aksiyonlu falan olunca. Önce ki bölümlerini izledim mi bilmiyorum ya da hatırlamıyorum. Ama bu tür filmler birbirlerine benzer oluyor. Ve genelde devam niteliği taşımıyorlar. Yani tek bunu izlediğiniz de anlamadığınız tamamlamaya çalıştığınız noktalar olmuyor.  Gelelim filme, uzaydasınız.. Ve bir sinyal alıyorsunuz. Yeni bir yaşam alanı bulmuş olabilirsiniz veya kaybolmuş insanları bulabilirsiniz.

 Bu sinyali takip edip gitmek akıl işi olmasada gidiyorlar.Duydukları sinyalin nerden geldiğini anlamak istiyorlar. Ama bilmedikleri birşey var.. Daha öncesinde gittikleri o gezegende insana benzer birşeyler yaşam sürermiş, birden hepsi yaratıklar tarafından yok ediliyor. Ama bu yaratıklar nerden nasıl geldiler? Bir bilim insanı kendi yaratığını yaratmaya kalkar ve onu devam ettiren bir robot ama epey akıllı bir robot..


Kökleşmiş çiçek tohumuna benzer birşeye dokunduğunda veya bastığında senin göremediğin ufak toz şeklinde birşeylerin uçuştuğunu ve bunların kulaktan veya burun içinden vucuda girdiğini ve insanın dna'sıyla evrimleşip büyüdüğünü ve içinde bulunduğu vucudü yok ederek dışarı çıkıp önüne çıkan tüm canlıları öldürme isteğini görebiliyoruz.


 Can kayıpları yaşanıyor bir şekilde kaçışını buluyorlar,ve uzaydaki diğer klonilerin yanına gidebiliyorlar. Herşey bittiğini sandıkların da, asıl robot arkadaşının diğer robot olduğunu anladıklarında çoktan uyku cihazına girmiş oluyorlar.. Devamı gelecek bir bitiş olmuş, bakalım neler gelecek :)



18 Eylül 2017 Pazartesi

Rimmel London Fresher Skin Fondöten

Merhaba, epey zamandır yazı yazmıyor gibiyim. Oysa o kadar çok şey biriktiki.. Tek tek paylaşmaya başlamak lazım diye düşündüm ve yazmaya bu sıralar sıkça kullandığım fondöten olan Rimmel London markasına ait olan Fresher Skin fondöten. Ürün gördüğünüz gibi cam bir kavanozda 25 ml. ve SPF 15 içerdiği için ben yazın epey kullandım. 
Ürün o kadar sıvı ki, neden kavanozda diye her defasında söylendiğim doğrudur. İlk başlarda anlaşamadığım bu fondöten sonradan kendini biraz daha sevdiirmeyi başardı. 
Kapatıcılığı azdan ortaya doğru tamamen kapatıcı özelliği kesinlikle yok. Ama cilt tonunu eşitlediği için ve ciltte verdiği serinlik için yaz boyu benimleydi. 
Elbette sevmediğim yanlarıda var, bu kadar sıvı biir yapıda ürün nasıl kavanozda olur. Kesinlikle köpük formda değil. El daldırıp almak oldukça hijyenik olmadığı için spatula veya sünger ucuyla veya fırçayla alman şart.
 Ciltte kalıcı olan bir ürün değil. 3-4 saatte ne kadar sabitleseniz bile uçuvermiş gibi oluyor bu ürün. Yani uzun geceler için de hiç uygun değil. BB krem niyetine kullanabilirsiniz. Verdiği aydınlığı sevebilirsiniz. Çok fazla cilt kusurunuz yoksa da sevebilirsiniz.  Aloe vera, papatya özleri olduğu için cildinize de iyi gelecektir. Bitince almam, onun yerine bu markanın daha iyi fondötenleri var, yenilerini denemek yerine bildiğimizden yola devam edebiliriz bence. :)

Ürünün fiyatı; 23-25 TL arası indirimlerle daha da uygunada bulabilirsiniz.

Sevgiyle,

19 Ağustos 2017 Cumartesi

İzledim - The Miracle - Kdrama Mini #Dizi

 
The Miracle -  My Secret Diary 
Yönetmen: Kwon Jin Mo
Senaryo: Ahn Aho Kyung
Ülke: Güney Kore
Bölüm Sayısı: 12
Tür: Fantastik, Romantik, Komedi

Konusu;
İki ikiz kardeşten biri olan, Kwon Si Ah (Kim Na Hyun) ünlü bir oyuncu, model ve idoldür. Kwon Si Yeon (Hong Yoon Hwa) ise kız kardeşinin iki katı ağırlığa sahiptir bu yüzden Si Yeon blog açmaya ve evden hiç ayrılmamaya karar vermiştir. Ama bir gün uyandıklarında ruhlarının değiştiğini fark ederler.

Yorumum;
Tam anlamıyla mucizelerle dolu bir mini dizi. Si Ah kendi özgüveni yüksek ve albenisi olan bir kadın. Kardeşi Si Yeon ise, epey kilolu ve insanlar tarafından hep dışlanmış okula gitmekten bile utanır vaziyette biri. Birgün köpeği kaybolunca parkta onu ararken tarot ustası bir kadının baygın olduğunu görüp evine kadar sırında taşımasıyla hayatı baştan başa değişir. Bir kart, bir dilek ve bir taş kolye.. Evet, o taş kolye kızımızın içten istediği tüm dilekleri yerine getiriyor. Ve her dilek hakkı birine bir zarar veriyor. 1 ay  süren bu yer değiştirmede, aşklar, özgüven patlamaları vs. herşeyi görebileceksiniz. Sevdim mini olduğu gibi çokda cici bir diziydi.


14 Temmuz 2017 Cuma

İzledim - Ae Dil Hai Mushkil 2016 - Hint #Film


























Yönetmen: Karan Johar
Senaryo: Karan Johar, Niranjan Iyengar
Tür: Dram, Müzikal, Romantik
Ülke: Hindistan
Vizyon Tarihi: 02 Ekim 2016 (ABD)
Dil: Hintçe
Müzik: Pritam Chakraborty
Oyuncular: Ranbir Kapoor, Aishwarya Rai, Anushka Sharma

Konusu
Ayan Sanger (Ranbir Kapoor) ve Alizeh Khan (Anushka Sharma) barda tanışır ve arkadaş olurlar ancak Ayan ilk görüşte Alizeh e aşık olmuştur. Bunu Alizeh in arkadaşlığını kaybetmemek için söyleyemez. Çünkü Alizeh başka birini sevmektedir. Birlikte deliler gibi eğlenir ve zaman geçirirler. Alizeh e aşkını ilan ettiğinde reddedilen Ayan, yeni bir ilişkiye Saba(Aishwarya) ile başlar. Fakat asla Alizeh i unutamayan Ayan her ne olursa olsun Alizeh in yanında olmaya ve onunla olmak için arkadaş gibi kalmaya bile razı olur...

Yorumum
Yine ağladığım filmlerden biri oldu, Ranbir'in her filmini çok sebepsizce çok seviyorsam.. İlk olarak filme başladığımda çok eğlendiğimi belirtmeliyim. Alizeh, çok eğlenceli kıpır kıpır bir kişilikti. Ayan ise biraz daha sakindi. Tabi Alizeh'le tanışana kadar. Üzüm üzüme baka baka diye boşuna dememişler. Aralarında ki enerji o kadar güzel ki, dostluktan öte birşeyler olacağını kestirebiliyorsunuz. Taki Alizeh'in eski aşkı çıkana kadar. Alizeh ona aşık, Ayan Alizeh'e ortalık karışır bir anda. Ayan o kadar yüce gönüllü ki aşk'ını dostluğa tercih eder, ( edemez ama edeceğini sanar :p )Alizeh'in düğünü için Hindistan'a gider.



 Güzel sesli adamımız, bir şarkı patlatır. Ardından aşkını itiraf eder Alizeh'e hemide kızın düğününde delirmiş olmalı bu Ayan ve red edilir tabiki de.. Düğünü bitirmeden geri döner Ayan. alizeh ona ulaşmak istese de ulaşamaz.. Sonra kader ya Ayan hayatında başkası girdiğinde Alizeh'le karşılaşırlar. Hatta eşiyle birlikte sevgilisinin evine akşam yemeğine davet edilir. Unutulamayan şeyler gün yüzüne tekrar çıkar. Sonra yine uzunca bir kopukluk olur. Alizeh'in ayrıldığını ve ortalarda olmadığını öğrenen Ayan, her zaman gittikleri yerde kamp kurar resmen onun gelmesini bekler... Ve bir gün gelir Alizeh bir değişiktir, saçları yoktur.. Ve kanser olduğunu öğrenen Ayan çok üzülür.. Sonrası yok... İzleyin diyeceğim filmlerden birisi de budur efendim.. :)

Sevgiyle.



13 Temmuz 2017 Perşembe

Sedirya - Goldium Anti - Aging Cilt Bakım Kremi

Merhaba, size epeydir kullanmaya çalıştığım bir bakım kreminden bahsetmek istiyorum. Sedirya markasına ait olan " Goldium Anti-Aging Cilt Bakım Kremi " Eczaneden epey ilaç vs. alınca ücretsiz yanında hediye verilmişti bu krem. Bitkisel doğal ürünlü bir krem olduğunu söylemişti eczanede ki bayan. Ama bana hiç öyle gelmedi. 
Cildime her sürdüğümde kokusu beni rahatsız edercesine kötüydü. nemlendirici özelliği azdı. Hücre yenileme özelliği olan ve ayrıca yaşlılık karşıtı olan bu krem bana kendini bir türlü sevdiremedi. Kokusu iyi olsa yine sevebilirdim..  İçeriğini ise resimi büyülterek görebilirsiniz; 
Yapısı krem formunda böyle yağlı değil, jel kıvamında gibi sürüldüğünde cilt emiyor hemen. Hassas bir cildim olduğundan, cildimde kremden kaynaklı veya havalardan mı tam bilemiyorum. Kızarıklıklar oluştu buda kendinden uzaklaşma sebebim oldu. İnternetten çoğu bitkisel ürünler satan mağazalarda var bu krem bana yaramadı ama her cilt aynı olmadığı için size yarayabilir belki. :)


Sevgiler.


20 Mayıs 2017 Cumartesi

Astroloji - Burçlarla Tanışma Hikayem


İlk okul yıllarımda hergün koşarak gazete aldığımız büfe vardı. Evimize yakında ama yine de aceleyle giderdik, bir kaç arkadaş.. O zaman tabi ergenlik dönemine daha yeni giriyoruz. Aşk-meşk olayları daha sıcak geliyor. Hoşlanmanın ne demek olduğunu dahi bilmediğimiz dönemlerdeyiz. Sakız'da çıkan falları okumaya bayılan biz. Burç diye birşey öğrenmişiz. Doğum ayına göre oluşabilen birşeymiş. Sakız falından daha da uzun ve daha da değişik şeyler yazıyor. Her gün bunu okumak için gazete alıyoruz. Ama tabi sadece o burç yorumları kısımlarını okuyorduk.

Bize umut veriyordu. Gün içinde değişegelen ruh halimizden bile bahsediyordu. Büyük birşeydi. Aşk hayatından, ev hayatına kadar, ruhsal durumundan bile bahsediyordu. Çocuksun, herşeye inanan saf bir halin var. Burcumun yay olduğunu ilk o zamanlar öğrenmiştim. Yükselenimi ise Lise yıllarımda öğrenmiştim. Annemin doğum saatimi hatırlaması epey uzun sürmüştü. Benim doğum maceram neredeyse bir hafta sürmüş.. Neyseki yükseleniminde Terazi olduğunu bulduk bu durumda. Lise de hayat daha canlı hatta caf caflı. lise de aşk sizi bulmuşsa, Astroloji daha da ilgi çekici hal aldı, arkadaş grubumuz da burçlar hakkında kitaplar alıp, mars'ın etkilerine kadar irdeledik. Ama artık herşeyi daha kolay bulabilecek bir çağdayız. İnternet çağı, burcunu yazıp, günlük-aylık hatta yıllık burcunuzu da öğrenebiliyorsunuz.Günlük burç yorumları için buraya da mutlaka uğrayın.

Daha geçtiğimiz günlerde alçalan burç diye de birşey olduğunu duydum. Çin astrolojisini de hayvan isimlerinden esinlenmişler. Burcumu  hiç sevmediğim bir hayvan ismi olduğunu öğrendiğimde ondan da soğumuştum. Astroloji sizin için ne söylüyor bilmiyorum ama benim için birebir tutmuyor. Ama tutan arkadaşlarımın da olduğunu bizzat şahit olmuşluğum var. sizde bu konularda meraklıysanız gazeteler yerine dergilerde daha da güzel bilgiler bulabilirsiniz. Hatta burcunuza göre stilinizi, makyajınızı vb. bir çok konuda destek alabilirsiniz.


Sizin burçlarla aranız nasıl ?
Astroloji hakkında düşünceleriniz neler ?
Benimle paylaşırsanız sevinirim.

Sevgiler..