5 Temmuz 2013 Cuma
#(s)öz 3
“Sonra oturup hüngür hüngür ağlasam. Boş geçirdiğim, bağırmadığım, sustuğum günlere.”
Sait Faik Abasıyanık.
keşke beni böyle güzel sevmesen..
"Kulağını kalbime koyup dinlesen rahatsız olursun. Ben kaldıramıyorum artık." dedi ve hiç gitmediği o kentin sokaklarını dolduracak kadar ağladı adam. Bir zamanlar “Senin sevgin bulut gibi; ağırlıksız." dediği şeyi taşıyamıyordu artık. Kadın ise o gece kendi bile şaşıracak kadar soğukkanlı idi. Birkaç saniyelik bir duraksamadan sonra; “Sen erkeksin, güçlü ol. Ağlama." diyebildi yalnızca. Halbuki güçsüz olan, zavallı olan kendisiydi. O adam ağlayabildiği için güzeldi, bunları hissedebilecek kadar koca yürekli olduğu için iyiydi. Kadın ise kendine verdiği sözleri tutmakla meşguldü. Ağlamayacaktı artık, kimseye aczini göstermeyecekti. Sonra ağlamayı bile elinden aldıkları için o adamlara küfretti. İşlerin bu kadar karışık olmasına küfretti. Kendine küfretti. İçinden. İnsanın hiçbir şey istemeye takati olmaz ya bazen, tam öyleydi. Dedim ya, soğukkanlı idi o gece kadın. Yaşananlara değil de o adamın üzülmesine üzülmüştü. Sesinin o tonunu duymak istemiyordu. O hiç üzülmesindi. Telefonu kapatırken; "Keşke beni böyle güzel sevmesen." diye geçirdi kadın içinden.
4 Temmuz 2013 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)