2 Kasım 2019 Cumartesi

İzledim - Her Private Life - Kdrama #Dizi



Adı: Her Private Life
Tür: Romantik, Komedi
Yönetmen: Hong Jong-Chan
Senarist: Kim Sung-Yeon (roman)
Bölüm Sayısı: 16
Yapım Yılı: 2019
Dili: Korece
Ülke: Güney Kore

Konusu:
Dizi, bir fangirl olan Sung Deok-Mi (Park Min-Young) ve bu fangirl'e gönlünü kaptıran Ryan’ın (Kim Jae-Wook) etrafında dönmektedir. Deok-Mi, bir sanat müzesinde küratör (sergi düzenleyicisi) olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda bir idolün büyük bir hayranıdır ve bir fangirl olduğunu gizlemektedir. İş hayatında tamamen işine odaklanırken, özel hayatında bir fangirl olarak aktivitelere katılmaktadır. Bir gün, onun çalıştığı sanat müzesinde müdür olarak yeni çalışmaya başlayan Ryan, Deok-Mi’nin çifte yaşamını öğrenir.


Yorumum;
İlk olarak şu korelilerin fan girl'lükleri nasıl garip, heycanlı :D Hiç ileri düzey bir hayranlığım olmadığı için başlarda beni epey heycanlandıran dizi oldu. Son bölümlerinde aşırı sıktı.. Final de çok istediğim gibi olmayınca izlemesem de olurmuş dedim. Siz de ileri düzey hayranlıklarınız varsa fırsat verebilirsiniz. Ama izlemeseniz de olur yani.. Bilemedim çok çelişkiliyim :D

14 Mayıs 2019 Salı

İzledim - Şampiyon - 2018 #Film





Yayın tarihi: 7 Aralık 2018
Yönetmen: Ahmet Katıksız
Tür :  Dram,Spor, Biyografik
Ülke : Türkiye


Konusu :
Şampiyon, efsane yarış atı Bold Pilot sayesinde bir araya gelen Halis Karataş ve Begüm Atman arasındaki büyük aşkın hikayesini konu ediyor. Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde, Türk atçılığının önemli ismi Özdemir Atman’ın sahibi olduğu Bold Pilot, at yarışı ile ilgilenmeyenlerin bile sevgisini kazanan bir attır. Bold Pilot ve onun daimi jokeyi Halis Karataş, birlikte unutulmaz başarılara imza attılar. İkilinin 1996 yılı Gazi Koşusu’ndaki 2:26:22’lik rekoru hala geçilemedi. Bold Pilot'ın diğer bir başarısı da, Halis Karataş ve Begüm Atman’ın bir araya gelmesine vesile olması. Ünlü jokey ve Begüm Atman arasındaki destansı aşkın konu edildiği filmin yönetmen koltuğunda, Ahmet Katıksız oturuyor. Senaryosunu Katıksız ile Serkan Yörük’ün kaleme aldığı filmde ünlü jokey Halis Karataş’a Ekin Koç, Begüm Atman’a ise Farah Zeynep Abdullah hayat veriyor. Türkiye Jokey Kulübü eski başkanlarından Özdemir Atman’ı ise usta oyuncu Fikret Kuşkan canlandırıyor.


Yorumum :
Çok sevdim, çok ağladım, yüzümüzü güldüren bir film olmadı ama içimiz de sorgulamalara başlatan bir filmdi.. Bir at yarışının ardında ki kocaman 'aile' kavramının varlığını, hastalıkları.. Büyük ders içeren bir filmdi. İzleyin mutlaka..


13 Mayıs 2019 Pazartesi

XL-S Ürünleri ve Taylan Kümeli’nin Programı ile Bir Dönüşüm Hikayesi

                                             
Kendisini ve blogumuzu takip edenler bilirler; 29 Mart 2019 tarihinde danışanı Neslihan Hanım ile bir diyet yolculuğuna  çıkan Taylan Kümeli ‘Kilo kaybetmek, başlangıç ve bitiş kilonuz arasındaki beslenme davranışı değişikliğidir.’ sözünü sık sık hatırlatır.
Neslihan Hanım da Taylan Kümeli’nin bu sözünü içselleştirmiş olacak ki bir aydan kısa bir sürede sağlıklı beslenme ve egzersiz programına sıkı sıkıya uyarak tastamam 6.4 kilo verdi.
                                                

Taylan Kümeli’nin öğün atlamama, minimum 3lt su tüketme gibi önerilerine de mümkün mertebe uyum sağlayan Neslihan Hanım’ın verdiği kiloların 5’ten fazlası tamamen yağdan gitti.

Kilo verme yöntemleriyle haşır neşir olanlar anlayacaktır, kas kaybı olmadan kilo vermek sadece aç kalmak ve spor yapmak değil; dengeli ve sağlıklı beslenmeye dayanır. Neslihan Hanım’ın dönüşüm sürecindeki başarısının en büyük yardımcısı XL-S ürünleri oldu.

Taylan Kümeli ile yolculuğuna 70.3 kg ile başlayan Neslihan Hanım’ın bir aydan kısa sürede verdiği 6.4 kilonun, sadece 1.3 kilogramı su, kas kaybı ise hiç yok! Neslihan Hanım bunu, doktorunun kendisine önerdiği XL-S ürünleri sayesinde bu kadar kolay gerçekleştirebildiğini söylüyor.  XL-S Nutrition shake ürününü öğünleri arasında değiştirerek kullandığını; yağ tutucu özelliği olan XL-S Expert tablet ürününü ise yemeklerden sonra bol suyla tükettiğini belirten Neslihan Hanım,  XL-S ürünlerini sağlıklı kilo vermek isteyen herkese önerdiğini belirtiyor. 1 ay gibi kısa bir sürede bel çevresinden 11; basen çevresinden ise 9 cm incelebilmesini de XL-S’in etkilerinin yanı sıra; sporunu hiç ihmal etmemesine, suyunu düzenli içmesine ve Taylan Kümeli ile olan ilişkisini kesintisiz sürdürmesine bağlıyor.
                                                  
Neslihan Hanım’ı dönüşüm başarısından dolayı tebrik ederken bizi XL-S ürünleri ile tanıştırdığı için de kendisine teşekkür ediyoruz. Kendi dönüşüm hikayesini yazmak isteyenler XL-S Türkiye hesabından hem ürünlerle ilgili detaylı bilgiye ulaşabilir; hem de kullanıcıların dönüşüm hikayelerinden ilham alabilirsiniz.

Herkese dönüşüm hikayesinde, sağlık, huzurlu ve motivasyonu yüksek günler diliyoruz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Kasım 2018 Cuma

Hamilelik, Doğum ve Lohusa Sendromu

Merhaba, 10 aylık bir erkek bebeği olan taze anneyim. 10 ay nasıl geçti şuan baktığımda anlamıyorum bile. Hayatımın bu önemli parçasını da blogum da neden paylaşmayayım dedim..
Hamilelik dönemim benim için sıkıntısız geçti diyebilir. Ne aşerdim, ne zorlandım. ( Eşim bu konuda şanslıymış :p ) Şeker ölçümü yaptırmadım. Daha doğrusu yaptırmadan önceki kan testim de şekerim çıktığını öğrenmiştim. Tek kötü yanı buydu hamilelik dönemimin galiba. ( ve hala devam ediyor bu şeker olayı maalesef :( ) Doğumum Şubat 4-8 arası değişiyordu. Bende zorlanmadığım için 37 haftalığa kadar çalışmaya devam ettim. Son haftamı tamamlamadan rapor almam gerekti tabi, bu dönem zarfında kullandığım şeker ilaçlarım epey iyi gelmişti ve şekerim düzene girmişti. Ta ki babamın kalp krizi geçirdiğini öğrenene kadar. Herşey çok hızlı seyretti Doktor kontrolünde şeker, tansiyon her ey karmaşıklaşmıtı yine, hemen rapora çıktım. Babamın hastane döneminde eşim ve annem babamla kalıyordu. Ve benim hastane çantam bile hazır değildi. Herşey alınmış ama ne koyulması gerektiğini bilmiyordum. Babam hastanedeyken annemle hazırladık çantayı. Babam ameliyata alınacağı sabah 7:00 hastanede olmamız, babamın yanında olmamız gerekirken gece gelen suyum, sabah 5:00 gibi doktorumu arayıp söylemem, hemen hastaneye geç demesi ve benim kafamda babam, bir yandan suyum, bebeğim korku bütün herşey birbirine girdi..( iyi ki o gece eşim babamın yanında değilde benim yanımdaymış. ) Acilen gittiğimizde, hemen yatış işlemleri başladı. Eşim, telaş-korku için de ben ondan da kötü haldeyim. Neyse ki hastane çantamız hazırdı. Ama hastane odası için hazırlanan her şşey evde kalmıştı , kapı süsümüz de buna dahil.. 2 ocak sabah 10:30 sezeryana alındım. 10:35 ameliyathaneden çıktım. Babamın ameliyat durumuyla ilgili kimse bana birşey söylemiyor. ameliyat öğleden sonra olucaktı tek bildiğim bu. Ailemi yanımda istedim. Ama istediklerim olmadı bir türlü. Buda böyle olacakmış dedim.. Öğlen 12:00 kardeşimle görüştük birşeyler ters gitmiş ameliyatı ertelediklerini söylemişti. Babam iyi dedi. Eşim de sürekli bir telefon görüşmesinde ama odada değil koridorda.. Sonra diğer kardeşimle görüştüğümde, babamın felç geçirdiğini ameliyatı bu sebeple ertelendiğini söyleyince... Ben ağlama krizlerine girdim.. Ama çok şükür felç erken anlaşıldığı için önleyebildiler ve hiç hasar kalmadan atlabildik. Babamın sesini ve ayaklanmış resmini görünce daha da rahatladım. Ama ailem yanımda yoktu-yanlarında ben yoktum diye çok kızgındım. Neye kimeydi kızgınlığım bilmiyorum aslında. Eve geçtiğimizde, babam hala hastanede yatmaktaydı. Annem yanımda yoktu. Ufak bir bebek.. dikişleri yeni sızlayan ben herşeyde ağlama krizlerine girdim ve çocuğum ağlaadığı her anda hiç uzanamadan ayaklanmak zorunda kaldım. Dinlenemediğim için vucudumun her yeri ödem yapmaya şişmeye başladı. 2. hafta da babamın ameliyatı ertelendi, ama 4 ana damar tıkalı olduğu için riskli olmasına rağmen eve gönderdiler ama doktor kontrolünde.. Babam ilk bizim eve geldi. Torununu görmek istedi. Öptü, öptü.. O an bin kez daha şükrettim. Kayınvalidemle olan bebek konusunda ki uzlaşamamalar lohusalık ve bu kadar stresle beni yıprattı ve benim dayanacak gücüm kalmadı.. Ağlama krizlerim sonrasında daha oğlum 2 haftalık annem ve hasta babam kardeşlerim bizde kalmaya başladılar. Hasta olduğu için geçmiş olsuna gelenler çoğalınca evine döndüler. Bizde oğlum ve eşimle birlikte bu sefer onlarda kaldık epey..Çünkü eşim beni bırakıp işe bile gidemiyordu. 40 gün boyunca neredeyse hiç gidemedi. Benim krizlerim azalmaya başladı dikişlerim alındı ve biraz daha iyiydim. Annem sayesinde uyudum ve bolca dinledim. Bütün şişkinliklerim inmişti. Sonrası oğlum beni hiç emmedi, sağmakla biraz verebildim.. Daha sonrasında komple mamaya geçtik.. Mamanın yaptığı gaz sorunlarıyla geceleri bolca boğuştuk. 3 ay sonra düzene girmesi-azalmasıyla rahat nefes aldık.. Ve bu serüvenim. Bu şekilde geçti.. Babam oğlum 4 aylıkken ameliyat oldu, ve başarılı geçti. Ayaklandı çok çok iyi.. Hayat güzelleşmeye başladı.. Uzun,üzücü bir kışın ardından güneş doğdu bahar geldi bize.. Şükürler olsun herşeye..

Bu konuda böyle kalsın, devamı gelsin mi siz söyleyin istedim. :)


Sevgiyle,
Reyhan.


17 Kasım 2018 Cumartesi

Tektaş Yüzük Almaya Karar Verenlere Tavsiyeler



Günümüzde şıklığın ve zarafetin temsili olan tektaş yüzükler evlilik aşamasındaki çiftlerin dikkat etmesi gereken en önemli aksesuardır. Evlenme teklifi yapacağınız sırada kutusundan çıkarttığınız o muhteşem tektaş yüzük eşiniz olacak şanslı kişiyi heyecanlandırarak bambaşka bir mutluluğun içine girmesine neden olacak. Peki tektaş yüzük nasıl seçilir gelin birlikte bakalım.

Tektaş Yüzükler Neden Bu kadar Önemlidir?


Tektaş yüzük ile evlenme teklif etmek, 15. yüzyılda Avusturya Arşidükü Maximilian'dan günümüze kadar uzanan bir gelenek haline gelmiştir. Burada önemli olan eşinize değerli olduğunu, en güzelini hak ettiğini, ömür boyu saklayabileceği, hep yanında tutabileceği, gördükçe sizi, evliliğinizi ve sizin ona verdiğiniz değeri hatırlatacak bir aksesuar olmasından dolayı son derece önemlidir. Elmasın dayanıklılığı, zarafeti ve gösterişinden dolayı ise sonsuzluğu temsil ettiğine inanılmaktadır.

Pırlanta tektaş yüzüklerin bir diğer tercih edilme nedeni ise kesim şeklinden dolayı ışığı daha fazla yansıtarak dikkatleri üzerine çekmesi sayılabilir. Evlilik teklifi sırasında parıl parıl parlayan bir tektaş yüzüğün eşinizin elinde bırakacağı zarafeti düşündükçe siz de en az onun kadar heyecanlanmalısınız.

Tektaş Yüzüğü Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

En iyi ve güzel pırlantayı seçebilmeniz için bazı kuralları bilmelisiniz. 4C kuralları olarak adlandırılan bu adımlara dikkat ederek siz de en iyi pırlantayı seçebilirsiniz. Bu adımlar; kesim (cut), berraklık (clarity), renk (color) ve karat (carat) şeklinde sıralanmıştır. Saydığımız özelliklere göre seçeceğiniz pırlantanın fiyatı değişiklik göstermektedir. Bu kurallar birbirleriyle bütün içinde olduklarından dolayı alacağınız tektaş yüzüğün şekli ve modeli de buna bağlı olarak değişecektir. Örneğin siz büyük bir pırlanta almak istiyorsanız, berraklığı biraz daha düşük modellere yönelebilirsiniz. Pırlantalarda berraklık, gözle ayırt edilemeyen bir durum olduğundan dolayı sadece kuyumcuların anlayabileceği biz özelliktir. Pırlanta renklerinin ise renksizden sarıya doğru bir renk skalası vardır. Daha uygun fiyatlar için bu iki maddeyi ele alabilirsiniz.

Pırlanta tektaş yüzükler kesimleri açısından oval, markiz, prenses, damla ve diğer şekillerde olabilir. Alacağınız alyans modelini göz önünde bulundurarak buna uygun bir kesime sahip tektaş yüzük almalısınız. Binlerce model arasında kaybolmamak için tektaş yüzükler sayfasını sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Pırlanta Sertifikasına Dikkat!

Günümüzde alacağınız pırlantanın mutlaka ama mutlaka sertifikası olmasına özen gösterin. Pırlanta sertifikası dediğimiz güvence; 4C kriterleri, taşın özellikleri, taşın cila kalitesi ve kesim simetrisi gibi alacağınız pırlantanın özelliklerinin yer verildiği bir güvencedir. Bu kâğıtta pırlantanızın satın alınma tarihi, rapor numaraları gibi diğer özellikleri de bulunmaktadır.

Pırlantanızın sertifikası olması son derece önemlidir. Olmasını asla dilemediğimiz bir hırsızlık olayı yaşandığında çalınan pırlantanın sertifikası olmadığı için kuyumculara direkt olarak satamazlar. Bu sertifika tüm dünyada geçerlidir ve pırlantanın sadece size ait olduğunu kanıtlayan bir belgedir. Bu yüzden pırlanta tektaş yüzüğe sertifikalı bir şekilde sahip olarak güvence altına alabilirsiniz.


10 Kasım 2018 Cumartesi

İzledim - The Haunting of Hill House - Tepedeki Ev 2018 - Yabancı #Dizi



Tepedeki Ev 1. Sezon
Yapım Yılı : 2018
Türü : Dram, Korku, Kitaptan Uyarlanma
Yönetmen: Mike Flanagan
Başroldekiler: Mchieil Huisman, Carla Gugino, Timothy Hutton, Elizabeth Reaser, Oliver Jackson-Cohen, Henry Thomas, Kate Siegel, Victoria Pedretti, Lulu Wilson, McKenna Grace, Paxton Singleton, Violet McGraw ve Julian Hilliard
Kanal: Netflix
Bölüm Sayısı: 10

Konusu;
Geçmiş ve günümüzden görüntülerle, dağılmış bir aile eski evlerinin akıldan çıkmayan anılarıyla ve onları o evden uzaklaştıran korkutucu olaylarla yüzleşir.


Yorumum; 
Korku filmlerinden gerçekten korkar ve izlemek istemeyen ben. 1 sezonu hemencik bitirmiş olman. Şaşkınlık yaratmadı değil. Korku dozundaydı. Dram-korku birleşince ortaya hiç sıkmayan birşeyler çıkmış. Her bölüm daha iştahlıydı, kendini izletti. Kırmızı odanın merakını son ana saklamaları güzeldi. 7 kişinin bu evde küçükken neler yaşadığını anlatan ve bunun etkilerinin diğer yaşlarında da etkilerini anlatmaları hatta gerçekmişcesine hayaletleri görmeleri vs. vs.  Ben sevdim. Diğer sezonları da gelir inşallah. :)

20 Ekim 2018 Cumartesi

İzledim - Birth Of A Beauty - Kdrama #Dizi


Orjinal İsmi: Minyeoui Tansaeng
Yönetmen: Lee Chang-min
Senaryo: Yoon Young Mi
Yapımcı: SBS
Yapım: Güney Kore - 2014
Tür: Dram, Romantik, Komedi


Konusu;
Han Tae-Hee(Joo Sang Wook) büyük bir şirketin mirascısıdır.Yaşadığı psikolojik şoklardan dolayı kırık kalp sendromu yaşamaktadır. Sevdiği kadını geri almak için çekici olmayan ve kilolu olan bir bayanı ,Sa Geum Ran(Han Ye-sul)'ın Ha Tae Hee tarafından güzel Sara'ya dönüştürmesini ,dönüşüm sürecinde Ha Tae-Hee'nin Sara'ya aşık olmasını anlatacak.

Yorumum;
Başlarda severek izlediğim bir dizi idi. Sonunu da sevdim aslında :) Ortalarda bir şeyler sıkmaya başlayınca kendimi biraz zorladım izlemek için :/ Gelelim diziye, 2014 yapımı olması sebebiyle biraz geç kalınmış bir dizi oldu benim için. Ama klişelerden vazgeçemeyen senaristler beni çok da şaşırtmadılar. Kaç yıl geçsede aynı şeyler oluyormuş demek dedim içten içe. Şimdi gelelim diziye, Çirkin ve kilolu bir kadın eşi tarafından aldatılır. O hırsla arabasına biner, ve araçla kaza yapar kız ölür, ama ölmüyor tabi. Değişim programında adı geçen doktorun evine gider, yalvarır yakarır ( ama doktor o değildir ) zayıflar estetik olur vs. Güzel bir kıza dönüşüp intikamı feci halde alacaktır. Ama kızımız hala eski eşine aşık ve sadıktır. Taki kazaya sebep olanın eski eşi olduğunu öğrenir ve olaylar ard arda gelişir. Mutlu sonla biten bir dizi olduğu için, sevdim. :)