29 Eylül 2020 Salı

Neden Ambalajlı Süt?

 

Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de  ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin tencerelere doldurttuğu sütü kaynatmasıydı.  Niye derseniz, mis gibi tazecik sütü kaynadıktan sonra ılıtıp lıkır lıkır içmeyi çok severdim. Her ne kadar kaymağını ayırsam da o kaymak sonra birikir, kahvaltıda balla kavuşur, ekmeğime konardı. 

 

Sonra aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm. Haliyle biraz azalttım süt içmeyi. Ama yine de hiç vazgeçmedim süt sevgimden. 

Eskisi gibi sütçü gelmiyor kapıya ama her yerde açıkta satılan süt görmeye başladım.  Neredeyse her köşe başında açık süt bidonları var. Her ne kadar kaynamış sütü bardağa koyup ılıttıktan sonra içmeyi özlesem de açıkçası ben açık süt almıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Sizde de öyle mi? 

Açık sütlerin nereden geldiğini tam bilmiyorum. Bunca virüs, bakteri, mikrop ortalıkta dolaşırken ben bu sütleri güvenip alamıyorum. Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Açık süt hakkında öğrendiklerim bu konudaki şüphelerimi haklı çıkardı. 

 

Öncelikle en şaşırdığım nokta şuydu; açık süt aldığımızda evde kaynatırken besin değerinde ve vitaminlerinde ciddi kayba neden oluyoruz. Zaten çocuklar ve yaşlılar sütü özellikle besin değeri için tüketiyor. Onu  da neden kaybedelim ki?  Ayrıca ambalajlı UHT ve pastörize sütler kontrollü bir şekilde ısıl işlemden geçtiği için besin değerini korurken, insan sağlığına zararlı mikrop ve bakterilerden arındırılıyor. Ama açık sütler denetlenmediği için bu sağlık riski hep var. Çok ürkütücü!

 

Bir de “ısıl işlem” kulağıma biraz garip gelmişti ki onu da araştırdım. Isıl işlem dediğimiz şey zaten tüm dünyada insan sağlığına zarar verme potansiyeli yüksek mikroorganizmaların sütten uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir teknolojik yöntem. Bu yöntem esnasında sütlere katkı maddesi de eklenmiyor. Ayrıca Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği diye bir tebliğ var ve sütler bu tebliğe uygun olarak ısıl işlemden geçiriliyor. Tabii bir de işin teknolojik boyutu var. Isıl işlem olarak kullanılan pastörizasyon ve UHT teknolojileri, tüm dünyada kullanılan, sağlık otoriteleri tarafından da kabul edilmiş en ileri teknolojiler. Teknolojiye güvenmenin ve kendi faydamıza kullanmanın güzel bir örneği yani süt meselesi.

Ben bu nedenlerle ambalajlı sütleri tercih ediyorum anlayacağınız. Zaten açık süte en başında soru işaretiyle yaklaşırken, şimdi bu araştırmalarımla tamamen uzaklaştım, ambalajlı pastörize ve UHT sütlere güvendim. Eğer hala soru işaretleriniz varsa lütfen konuyu burada bırakmayın ve siz de biraz araştırın. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

29 Haziran 2020 Pazartesi

İzledim - My First First Love - Kdrama #Dizi


Adı: My First First Love
Tür: Romantik
Yaratıcı:Oh Jin-seok,Kim Ran
Sezon : 2
Bölüm Sayısı : 8 / 8
Yapım Yılı: 2019
Dili: Korece
Ülke: Güney Kore
Başroldekiler: Ji Soo, Jung Chae-yeon, Jinyoung, Choi Ri , Kang Tae-oh ,Hong Ji-yoon

Konusu:
Yun Tae-o'nun bir grup arkadaşı, çeşitli kişisel nedenlerle onun evine taşınır. Burada aşkı, arkadaşlığı ve daha pek çok şeyi birlikte yaşarlar.


Yorumum:
Tae-o Song-i ile çocukluğundan beri beraber büyüdükleri için herkes onların o yakınlıklarını sevgili olarak sandıklarından üniversite hayatlarına kadar bu böyle devam etmiş. Lakin sevgili değil de kardeş gibi düşündüklerinden işler biraz karışmış olabilir. :) Song-i babası öldükten sonra Tae onun tam destekçisi olmuş her anında. Song-i nin annesi de borçları yüzünden evi ve kızını terk edince, Song-i zor zamanlar geçirir evi de icraya gidince.. Oda'ya kalacak yere ihtiyacı olur. Tae-o nun da evin de boş oda var derken, aynı anda 3 kişi kapıda beliriverir :D Ve Tae anlamadan evine yerleşirler. Song-i tabi gururlu olduğu için o kalmaz çünkü Tae istemez onları diğerleri az buçuk yüzsüz oldukları için Song-i ise o geceyi parkta vs. yerlerde geçirir. Diğer arkadaşı Tae'ya gerçeği söyleyince oda orada yaşar ve diğer arkadaşalrıyla birlikte güzel dostluklar biriktirirler. Tabi aşk'da karmaşık olur. Ama bu yakın arkadaşlar birbirlerine zaten aşıktırlar ama itiraflar çok geç gelir. :)
İzlediğim en yüz güldüren, somurtturan dizilerden oldu. Sevdim 1 gün de bitirdim ben. İzlemediyseniz Netflix'den izleyebilirsiniz. :)


2 Kasım 2019 Cumartesi

İzledim - Her Private Life - Kdrama #Dizi



Adı: Her Private Life
Tür: Romantik, Komedi
Yönetmen: Hong Jong-Chan
Senarist: Kim Sung-Yeon (roman)
Bölüm Sayısı: 16
Yapım Yılı: 2019
Dili: Korece
Ülke: Güney Kore

Konusu:
Dizi, bir fangirl olan Sung Deok-Mi (Park Min-Young) ve bu fangirl'e gönlünü kaptıran Ryan’ın (Kim Jae-Wook) etrafında dönmektedir. Deok-Mi, bir sanat müzesinde küratör (sergi düzenleyicisi) olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda bir idolün büyük bir hayranıdır ve bir fangirl olduğunu gizlemektedir. İş hayatında tamamen işine odaklanırken, özel hayatında bir fangirl olarak aktivitelere katılmaktadır. Bir gün, onun çalıştığı sanat müzesinde müdür olarak yeni çalışmaya başlayan Ryan, Deok-Mi’nin çifte yaşamını öğrenir.


Yorumum;
İlk olarak şu korelilerin fan girl'lükleri nasıl garip, heycanlı :D Hiç ileri düzey bir hayranlığım olmadığı için başlarda beni epey heycanlandıran dizi oldu. Son bölümlerinde aşırı sıktı.. Final de çok istediğim gibi olmayınca izlemesem de olurmuş dedim. Siz de ileri düzey hayranlıklarınız varsa fırsat verebilirsiniz. Ama izlemeseniz de olur yani.. Bilemedim çok çelişkiliyim :D

14 Mayıs 2019 Salı

İzledim - Şampiyon - 2018 #Film





Yayın tarihi: 7 Aralık 2018
Yönetmen: Ahmet Katıksız
Tür :  Dram,Spor, Biyografik
Ülke : Türkiye


Konusu :
Şampiyon, efsane yarış atı Bold Pilot sayesinde bir araya gelen Halis Karataş ve Begüm Atman arasındaki büyük aşkın hikayesini konu ediyor. Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde, Türk atçılığının önemli ismi Özdemir Atman’ın sahibi olduğu Bold Pilot, at yarışı ile ilgilenmeyenlerin bile sevgisini kazanan bir attır. Bold Pilot ve onun daimi jokeyi Halis Karataş, birlikte unutulmaz başarılara imza attılar. İkilinin 1996 yılı Gazi Koşusu’ndaki 2:26:22’lik rekoru hala geçilemedi. Bold Pilot'ın diğer bir başarısı da, Halis Karataş ve Begüm Atman’ın bir araya gelmesine vesile olması. Ünlü jokey ve Begüm Atman arasındaki destansı aşkın konu edildiği filmin yönetmen koltuğunda, Ahmet Katıksız oturuyor. Senaryosunu Katıksız ile Serkan Yörük’ün kaleme aldığı filmde ünlü jokey Halis Karataş’a Ekin Koç, Begüm Atman’a ise Farah Zeynep Abdullah hayat veriyor. Türkiye Jokey Kulübü eski başkanlarından Özdemir Atman’ı ise usta oyuncu Fikret Kuşkan canlandırıyor.


Yorumum :
Çok sevdim, çok ağladım, yüzümüzü güldüren bir film olmadı ama içimiz de sorgulamalara başlatan bir filmdi.. Bir at yarışının ardında ki kocaman 'aile' kavramının varlığını, hastalıkları.. Büyük ders içeren bir filmdi. İzleyin mutlaka..